Cumartesi, Şubat 23, 2008

Bloguma Kırmızı Kartlar !!


"Olmuyooor olmuyooor...böyle olmuyoooor!!"

Blog yazılarıma 3 adet (yazdan kalan!) kırmızı biber kartı gösterildi !!

Birincisi ve hayatımdaki en büyük değişiklik çalışmaya başlamış olmam. Azerbaycan'a yeni gelmişiz gibi hissediyorum. İnsan çalışınca bulunduğu ülkeyi daha detaylı, daha bir başka tanıma imkanı buluyor...ancak vakit fukarası da oluyor. İşim beklediğimden daha yoğun ve yorucu çıktı.

İkincisi minik oğlum 8 aylık ve hiç uyumuyor, uyanıkken de zaten az gördüğümden sürekli oyun-kucak istiyor. Bazen gerçekten de sadece sabah 30 dakika, akşam 15 dakika kadarcık görüyorum. Korkunç bir durum!

Üçüncüsü büyük oğlum da daha hala bir bebek gibi, 3.5 yaşında ve çalışma meselesine henüz alışamadı. Geceleri o da sağolsun uyanıyor, yanına çağırıyor...Geceleri zaten evin içinde inanılmaz bir trafik var, Allahtan alt katta komşu yok, çok acırdım haline !!

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, kışın gelmesi ile 2 çocuklu evdeki hastalık döngüsüne girdik, sırayla bi-küçük, bi-büyük ve sonra ben, eşim, bakıcı ablaları...mikrop dönüp duruyor evde !

İlk defa bugün şuanda belki sadece bir 10dakikalık mola verdi herkes -sanırım- ve benim de yazmaya gücüm varken size haber edeyim dedim.

Ancak azimliyim, bu yaşam tarzına da alışacağım ve çok yakında yeniden mutfağıma, tariflerime, ve bloguma, blog dostlarımın bloglarına döneceğim..Çok özledim yazışmayı, tarifleri, denemeleri, haberlerinizi, yorumlarınızı, gerçekten ! Çok sevgili yemek kitaplarım bana raflardan acıklı acıklı bakıyorlar, ne zaman yine bizi karıştıracaksın der gibi !

Ayrıca size anlatacak çok hikayem birikti. Özellikle Azeriler ve Bakü hakkında anlatmak istediklerim var. Sabah ve akşam yolda giderken radyo dinliyorum, çok ilginç şeyler öğreniyorum. Bir de 2 çocukla çalışmak yeniden çalışmak nasıl bir duygu onu da anlatmak istiyorum çünkü biliyorum ki, çocuklarına belli bir süre baktıktan sonra işe dönmek isteyenler var aranızda.

Lakin birisi bana günde 4-5saat uyku ile zımba gibi olmayı öğretmeli. Ben parça parça uyumaya alıştım ama yine de toplamı 7 saat etmezse ruh gibi oluyorum.

Özetle moralman fena değilim, işleyen demir parıldar durumları da var ama hiç vaktim kalmadı artık ve günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum!!

Ama şimdi...şimdi Yiğit ağlıyor yine ve beni çağırıyor..bu sesi bilen bilir..!