Pazartesi, Haziran 04, 2007

KADIKÖY ÇARŞI...YAZ...ÇİYA...

Yaşasın!!! Doğumdan önce listemdeki bir mekana daha gidebildim!

Daha önce listeme yazdığım yerlerden birkaçına daha gittim ama ya resimleyemedim, ya da resimler istediğim gibi olamadığından sizinle paylaşamadım. Bazen gittiğim yerde ısmarladığım yemekler gelince öyle bir gözüm dönüyordu ki, fotoğraf-blog vs kalmıyordu! Bu iştah, bu keyif ancak işte böyle sanırım uzaklara gidip-gelince yaşanabiliyor (bir de hamile olunca tabii) !!!
Neyse, gelelim en sevdiğim mekanlardan birine, Kadıköy çarşıya ! Hedefimiz öğlen Çiya'da yemek yemek olarak öncesinde biraz gezindik çarşıda. Biraz diyorum çünkü normalde çok daha fazla kitapçıdan-manava-oradan balıkçıya kadar gezerdim ama bu halimle ancak bu kadar yapabildim! Hatta pek çok fotoğrafı eşim çekti, ben kenardan sadece "bi de bunu çekelim, bi de şunu çekelim" diye dır-dır ettim!

Kadıköy'e yolumuz her zaman düşmediğinden, her seferinde farklı birkaç dükkan keşfediyoruz. Bazı klasiklerimiz var elbette ama yine de örneğin bugünlerin temasına uygun olarak ilk kez Şekerci Erol'a girdik ve kendimizi kaybettik diyebilirim! Ben bebek şekerlerine bakarken, eşim nefis reçelleri gösterdi. Zaten onların klasik şekerleri resimlerdeki gibi birer tablo ! Hangi birini alabilir ki insan! En iyisi şeker komasına girmeden bir kaç alışveriş ile kaçalım dedik ! Portakal kabuğu ve incir reçelleri nefis çıktı gerçekten.



Derken bizim klasik mekanımız Turşucuya girdik. Bu eski dükkan yıllardır aynı! Eşim turşu suyunu afiyetle içti ama ben bugünlerde alev alev bir yanma yaşıyorum zaten- malum son günlerde olur ya, yangına körükle gitmeyeyim dedim. Yine de tadına bakmadan edemedim tabii! Biraz da zeytin alışverişi yapıp yolumuza devam ettik...


Kadıköy çarşının manavları her zaman tablo gibidir, özenle dizilir her meyve tanesi ve de özellikle de yeşillikler. Ancak YAZ gelince görüntü bir başka güzel oluyor bence.
Gelelim Çiya'ya..gelelim-gelelim valla! Keşke dedik eşimle, Kadıköy'de biryerlerde çalışıyor olsak, her öğlen burada başka bir yemeğin tadına baksak! Hatta her yemekten sonra yeni bir kitapçı, sahaf, ilginç dükkan gezsek! Kadıköy'de çalışanlar ne kadar şanslı olduklarını biliyorlar mı acaba?


Gelelim Çiya'da yaptığımız ziyafete..

Yukardaki resimde karışık bir salata tabağı görüyorsunuz..Ben hangisini alacağıma bir türlü karar veremediğim açık büfe salatayı alırken, Sibel'i andım! O da sayfasında Çiya'yı çok da güzel anlatmıştı üstelik! Her biri ayrı güzel bunların! Diyorum ya bir daha, bir daha hatta her öğlen gitmek lazım!!


Böyle mekanların başarılı olduğunu, onlardan daha fazla açıldığını görmek beni çok mutlu ediyor! Yıllardır orada çalışan bir garson da, sanırım aynı yüzleri görmeyi çok seviyor! Beni bu sefer karnı-burnumda görünce, darısı sizin ufaklıklara dedi! Umarım onlar da gerçekten böyle mekanların kıymetini biliriler.



Yemeklerde özlediğimiz tatlardan yuvalama, sıkma köfte, kuru patlıcan-biber dolması ve de karnı-açık kebabı yedik!

Tatlı olarak da her zamanki gibi şekersiz olarak yapılan kuru-incirli muhallebiyi tercih ettik. Bu muhallebinin tarifini bilen var mı? Varsa çok makbule geçer, bayılıyorum bu çok hafif ve leziz tatlıya..Ve de diyabetik olması ile de bu ayın aktivitesine çok yakışıyor.






Bu güzel ziyafetten sonra, biraz daha kitap, biraz üst-baş (Çiya'nın ilerisinde uzakdoğu-güney amerika ve Türkiye'de yapılma otantik kumaşlı ama çok da modern kesimli bluz-elbise-etek,vs satan bir dükkan varmış), vs alaraktan çarşıda son turlarmızı attık.


Umarım Türkiye'den gitmeden önce Kadıköy'ü bir daha ziyaret etme fırsatım olabilir. Hala aklımda kalan bir kaç dükkan, Çiya'da yemek istediğim bir kaç yemek daha var!!

Herkese Sevgiler !

10 yorum:

pelin dedi ki...

sevgili Ceylan
Ne güzel geziyorsun! Sen gezip anlattıkça biz de kah imrenerek
kah ağzı sulanarak seni okuyoruz. Teşekkürler.

Devletsah dedi ki...

Ben de bu kızın sesi soluğu çıkmıyor kesin doğum yaptı dedim. Ama nerde??? Hanımefendi Çiyalarda geziyormuş. Benim için babagannuş yeseydin.

LaMa dedi ki...

Ooooh...
GEzmis gezmis anlatmis, ustune de alisveris.. bIZ de avucumuzu yalayalim bari ;)
afiye olsun guzelim,gozumuz yok:D

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Afiyet olsun! Bebişe yarasın:)Hayırlısıyla doğum ne zaman acaba?

Sevgiler.

Ceylan dedi ki...

Sevgili Pelin!
Aslında çok kısıtlı bir zamanda ve oflaya-poflaya geziyorum ama ben de uzakta kalmış olmanın verdiği psikoloji ile her anın tadını çıkarmaya çalışıyorum!
Devletşah, tüh! valla babagannuş aklıma gelmedi! Diyorum ya bir daha gitmem lazım!
Lama...valla bu karnımla kendime çok az şey alabilmiş olmanın haklı mutsuzluğu içindeyim!! Yine doğum sonrası halimi en iyi ne kapatır diye baktım!!!
Sebla selam! Aslında günü gecikti bile, bekliyoruz her an! Dualarınızı ve iyi dileklerini eksik etmeyin lütfen! Çok ihtiyacım var!
Sevgiler..

Tuba dedi ki...

Az kaldi bekle geliyorum Ciyaaaaa

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Ceylan nasılsın? Doğurdun mu? Merak ettim. Umarım herşey yolundadır.

Sevgiler.

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Ceylan Kadıköy'ü bildiğimi zannederdim ama Şekerci Erol'u bilmiyorum. Çok şey kaçırmışım. Ne tarafta kalıyor kendileri. Mutlaka ziyaret etmek istiyorum en kısa zamanda. Bayıldım şekerlerin görüntüsüne. Sevgiler,

daimamutfak dedi ki...

Sevgili ceylan afiyet olsun.Güzel haberide alırız yakında inşallah..sevgiler.neriman

Selen dedi ki...

Ah o Çiya ve Kadıköy çarşısı yok mu... Ben de Avrupa yakasında oturanlar kervanından olarak çok özeniyorum her gidişimde. Çok güzel anlatmışsın, fotoğraflamışsın Ceylan.
Sevgiler