Salı, Aralık 25, 2007

İstanbul süpürgesi ve kalori bayramı

İstanbul'a gelince blogu yazmaya pek fırsatım olmaz diyordum ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu !! İstanbul'la aramızdaki kazan-kepçe ilişkisini unutuvermişim birden !!



Bu defa çok verimli bir ziyaret oldu, öncelikle neredeyse tüm sevdiğim arkadaşlarımla buluşabildim - ki kıymetini uzakta yaşayanlar bilirler. Bağdat Caddesinde gezindim, yeni alışveriş merkezlerine bir göz attım (medeniyet aaah !), vapura binip Eminönüne bile gittim ! İstanbul'un süpürgesi olmama az kalmıştı, minik bebeğim beni zor zaptetti - diyebilirim!



Bayram ise gerçekten tam bir kalori bayramı oldu !! Bizde tabii "Bakü'ye döneceğiz, bu yemekleri bir daha uzun süre bulamayacağız" psikolojisi de vardı. Bayramı fırsat bilip tüm sevdiğimiz yemekleri yedik diyebilirim ! Yapanların ellerine sağlık gerçekten...de bu şekilde, zar-zor verdiğimiz birkaç kilocuk da aceleyle, koşa koşa bize geri geldi, onlara kim çare bulacak bakalım!

En son pazar günü bizde babacığımın en sevdiği 3 şeyi yaptık: çiğ köfte, mantı ve un helvası.

Çiğ köfte gayet Elazığ-Urfa klasiği oldu ! Eşim yoğurdu, Mert buna çok şaşırdı !!



Bizim ev yapımı biber salçamız, çok güvendiğimiz kasabımızın nefis kıyması ve esmer bulgur sayesinde gerçekten leziz birşey oldu !


Mantı ise her zamanki gibi harikaydı çünkü Lale (Azeridir kendisi) bu konuda çok hamarat! Hamuru incecik, kıyması çok bol, sosu salçalı-tereyağlı-kırmızıbiberli, sarmısağı bolca...ooof of!

Derken sıra babamın en sevdiği tatlılardan birine, yıllardır bana yaptırmaktan çok keyif aldığı ama benim çok nadiren vakit bulup da yapabildiğim un helvasına geldi. Gönül Candaş'ın kitabındaki tarif bir harika, tam kıvamında. Tabii kavurma kısmında sabrınızı sınamaya hazırsanız !
Bol fıstıklı, tarçınlı bu klasiği ılık ılık yerken yanında Mado'nun kaymak-fıstık-çikolata dondurmalarında ikram ederseniz, bizim gibi mest olursunuz!!


Bayrama yakışan bu Türk klasiklerini yerken yine anladım ki herkesin en sevdiği yemek çocukluğundan kalma neyse odur !! Yıllar geçse de onu yerken aynı hazzı alır ve hiçbirşeye değişmez !

Umarım sizler de harika bir bayram geçirmiş, güzel sofralar kurmuş ya da paylaşmışsınızdır. Nice mutlu-huzurlu-muhabbetli-lezzetli bayramlara !!

Cumartesi, Aralık 08, 2007

Çok yakışıklı bir börek !!!


Yine İstanbul'a geldik ve kendimizi her zamanki gibi koşturmacalar içinde bulduk. Yazı yazmak, yemek yapmak çok lüks benim için!! Bu akşam azimliyim bu yazı bitecek ve yayınlanacak!!



Nasıl oldu bilmiyorum ama ben bu böreğe aşık oldum desem yeridir !! Evet biraz abartılı bir ifade biliyorum ama ilk yediğim anda vuruldum ve sonra kendi yaptığım 2 seferde de aynı duyguya kapıldım!

Kendileri ayrıca çok da yakışıklı, bana sabah güneşinde bir güzel poz verdiler !



Dış kabuğu incecik bir çıtır, içine doğru hamurundaki sütün verdiği bir yumuşaklık...İçinde de nefis bir ıspanaklı iç -o kısmı klasik sayılabilir - ama klasik güzeldir değil mi?


Daha görüntüsünden cezbediyor insanı zaten ! Bu böreği ilk defa Bakü'deki arkadaşım Akbel'den yedim. Annesinin sihirli tarifiymiş. Hemen tarifini aldım ve ilk misafir geldiğinde denedik. Fotoğraftan anlayacağınz üzere sadece 3 kişi olarak tepsinin yarısını hemen bitirdik, size resimlemek için çok şükür diğer yarısı kaldı !!


Hamur açma kısmında Lale'den destek aldım ve sonuçtan herkes çok çok memnun kaldı!


Tarifi çok kolay ama biraz vakit istiyor! Eliniz alışınca, yani birkaç seferden sonra zaman da kısalıyor tabii.


Hamuru için :
  • 2 yumurta (birinin sarısı ayrılıp üzerine sürülecek)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay bardağı sıvı yağ (ben zeytinyağ ve mısırözü yağını karıştırıyorum)
  • 2 çay bardağı süt
  • 1 paket hamur kabartma tozu
  • Alabildiği kadar un (kulak memesi kıvamında)

İçi için ben ıspanaklı iç kullandım, 1 soğanı kavurup doğranmış ıspanağı ekledim, biraz daha kavurup, tuz-karabiber ile tatlandırdım. Siz isterseniz bunu kıymalı ya da patatesli yapabilirsiniz eminim harika olur.



Hamurunuzu hazırladıktan sonra hafif unladığınız tezgahta, bir yemek tabağı büyüklüğünde, mümkün olduğunca ince açıyorsunuz. Daha sonra bir ucuna uzunlamasına yaydığınız iç ile sıkı bir rulo yapıyorsunuz. Bu ruloyuda resimlerdeki gibi döndürerek, ilk önce yuvarlak bir fırın kabının tam ortasına yerleştiriyorsunuz.



Daha sonra ikinci ruloyu da hazırlayıp, bu en ortadaki yuvarlak şeklin etrafına sarıyorsunuz. Tüm kabınız dolana kadar aynı işlemi devam ettiriyorsunuz.



Bitince üzerine yumurta sarısını sürüp, 180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişiriyorsunuz. Çıkınca sıcak sıcak böreğinizi afiyetle yiyorsunuz, beni ve Akbel'in annesini anıyorsunuz!


Not: O kadar yakışıklı bir börek ki resimlerini bir türlü seçemedim ! Bu da böyle bol resimli bir börek tarifi oldu!!