Evlendiğimizin ilk yılı Bağdat Caddesine çok yakın bir sokakta oturuyorduk..4 katlı eski bir binanın en üst katındaki bu evi o kadar seviyordum ki...Penceremize uzanan bir çam ağacı vardı, sanki onu evde besliyor gibiydik! Ailenin bir parçası!
Sokağımız da tipik bir Anadolu Yakası sokağıydı (bilenler için Kazım Özalp, hani şu Cadde'deki Boyner'e çıkan sokak)! İçinde elektrikçiden, kasaba, lokantadan terziye, her türlü küçük esnaf yaşıyordu. Ben bu yakanın o "mahalle" halini o akdar çok seviyorum ki..Bir zaman sonra eczaneyle, bakkalla, terziyle, şarküteri ya da hatta parkçısı (değnekçi yani!) ile bir ailevi ilişki kurmuş oluyorsunuz. Komşuluk ilişkilerinin azaldığı bir dönemde hiç olmazsa "mahalleli" ilişkisini biraz olsun hissetmek çok güzel !
Neyse biz de maalesef depremdi, çocuktu derken, Bağdat'tan uzaklaşanlardan olduk..ama aklım hep orada ! Hele de Bakü'ye gidince iyice bir kıymete bindi!
Geçen gün Bağdat Caddesinde adeta bir turist gibi boynumda kamera ile gezdim! 1 yıl aradan sonra neler değişmiş, neler hala sevdiğim gibi duruyor blogum için kameramla yakalamaya çalıştım!
Herşeyden önce Cadde'ye bahar öyle bir gelmiş ki insanı resmen sarhoş ediyor ! Ağaçların etrafını lalelere mi baksam, etraftaki çiçekçilerin tablalarına mı şaşırdım! Tabii bir de lokanta ve kafelerin de etrafını saran çiçekler de bir başka...
Aslında bu ekilen laleleri bir yandan çok severken bir yandan da acaba biz bu kadar "lale devri" yaşayabilecek bir ülkemiyiz diye sormuyor değilim. Yani şuanda o parayla yapılabilecek çok daha hayırlı işler olmalı, onarım bekleyen okullar, hastaneler, yollar - İstanbul'un tam içinde hem de! Biraz göz boyamaca oluyor ve evet insanın gerçekten çok hoşuna gidiyor tabii ki!
Turumuza devam edelim...Caddeye dik çıkan sokaklarda bazı yeni yerler gördüm örneğin çok şık bir italyan lokantası...Kapıda size verilen kredi kartı gibi bir kartla pizza, salata ve makarna tercihlerinizi farklı büfelerdeki aşçılara veriyorsunuz. Hemen önünüzde pişirmeye başlıyorlar. Size de bir minik telsiz gibi bir alet veriyorlar, siz masanıza gittiğinizde ve yemeğiniz hazır olunca bu alet titreyerek kibarca size haber veriyor!! Dekorasyonu, genel konsepti ve bol ışıklı kış bahçesine hayran kaldım. Yemekleri güzeldi, özellikle de pizzası. Makarnası nedense hemen yapışıverdi ama lezzeti gayet iyiydi.
Bir başka ilginç dükkan da çeşit çeşit sabunların ve kozmetik ürünlerin doğalını satan bir "Fresh Handmade Cosmetcis" dükkanıydı. Yurtdışında yaşayanlar (yani Avrupa tarafları) bu mağaza zinciri biliyorlarmış. Genelde daha ufak olurmuş ama İstanbul'a oldukça ferah bir dükkan açılmış, fiyatlar da biraz ferah!!! Yine de dekorasyon ve konsepti çok beğendim ama henüz ürünlerini denemedim. Meraklısına duyurulur !
Gelelim Bağdat Caddesi klasiklerinden örneklere..Yalnız yanımızda Mert olduğundan ancak Şaşkın'a kadar yürüyebildik ve benim çok sevdiğim pek çok yer de aslında Şaşkın'dan başlar ama o artık bir başka yazıya kalsın !!!
Bir kahve hayranı olarak Starbucks'ın Cadde'ye yerleşmesi, Gloria Jeans, şimdilerde Kahve Dünyası ve de yeni açılacak bir zincirle daha Cadde'nin kahve mekanlarına şaşkınlık ve de keyifle baktım! Yahu bir tanesi Bakü'de olsa yeter ama yok işte !
Kitapçılar elbette kendimizi kaybettiğimiz mekanlar ! D&R vitrinine çok hoş görünen yemek kitaplarını koymuş, hepsini alası geliyor insanın içinden ! Remzi ve Inkilap da Cadde'de uğramadan olmaz yerlerden tabii !
Galiba hayatta tek hayır diyemeceğim tatlı dondurma ve bu konuda da benim favorim Mado ! Market dondurmalarını sevemedim bir türlü ve Moda dondurmacılarının bile tadı bence Mado gibi olamaz! Gerçi Cadde'deki Mado'nun servisi çok kötüdür ama lezettine her zaman hayranım!
Kısa zamanda benim klasiklerim arasında yer alan bir mekan da adı zor kendi leziz bir yer, Schlotzsky's ! Akdeniz pizzası ve de peynirli klasik sandiviçi atıştırmalıkların arasında bir numaradır !
Cadde'de nadir kalmış eski binalardan Vakko'nunki herhalde..hep anlatırlar ya aslında oralarda bahçe içinde kocaman konaklar varmış, bahçesinde çeşit çeşit ağaçlar..oralardan denize gidilirmiş...aslında zaten Anadolu yakası bir nevi yazlık mekanmış..Ben aslında çocukken gerçekten böyle bir eve gitmiştim ve bahçesindeki fıstık ağaçlarından çıtır çıtır fıstık toplayıp yemiştik! Şimdi o evin yerinde dev gibi bir modern apartman yaptılar - kat kat ! Bir de yine çocukken başka bir arkadaşımın evinin önünden denize girdiğimizi hatırlıyorum ! Yine de o zamanların tadını çıkaranlara çok özeniyorum!
Biz de farklı bir çağın, farklı renklerinin tadını çıkarıyoruz - geçmişteki pek çok şeyin tadını bilmesek de ! Bizden sonra bakalım neler olacak, bunların ne kadarı kalıp, yerine neler gelecek!
Son olarak size bir süprizden bahsedeceğim ! Çok yakında çok sevdiğim ve yemeklerine hep bayıldığım birinin blogunun açılışını yapacağız! Şimdilik açılış hazırlıklarımız devam ediyor ! Geçen gün açılış davetinde nefis resimler çektim, işte bahar güzeli enginarlar ! Çok yakında tarifleri ve sofraları ile leziz bir blog daha aramıza katılacak, bekleyin !
Turumuza inşallah devam edebiliriz ! Burada blogumu tazelemek biraz zor, vakit çok dar !Şimdilik baharın her tarafı sardığı Istanbul'dan sevgiler !
16 yorum:
Ceylan, Caddeyi senin gözünden görmek bir başka hoşuma gitti. Ben bu kadar güzel bakmamışım hiç aslında çok sevmem rağmen. Öyle güzel anlatmış ve resimlemişsin ki artık daha farklı seveceğim orayı.
sevgiler
Nasıl güzel bir yazı olmuş. Gittim ve geldim. Ellerine sağlık Ceylan. Bu arada bebek nasıl? Arkadaşının blogunu da heyecanla bekliyorum. Sevgiler...
Ahh Ceylancığım ahh...
İstanbul'da olsaydık günlük yürüyüşüm yapmak için çıkardım oralara... Özlemişim. Göz görmeyince gönül aramazmış ya.. Pek fark etmiyordum.
Dönüşte de Avrupalı olacağız gibi gözüküyor. Bakalım...
Bakuden yazıyor olmanız ilgimi cekti :) Ben de Giritte yasiyorum... Zaman zaman insan hasreti derinden hissediyor...
sevgiler,
Papatya
Şimdi sen İstanbul'u ballandıra ballandıra anlatıyorsun :). Şu sıralar İstanbul'da duruşması da olmayan ben kıskanıyorum tabii :P. Bir vesile ile gelmek lazım oralara, Mayıs'ta da ne güzeldir...
Şaka bir yana, iyi yapıyorsun, doya doya gez arkadaşım, keyfin daim olsun.
Sevgiler.
Ceylan merhaba,
İstanbul'un tadını çıkarmanın tam zamanı değil mi? Fotoğraflar çok güzel. Şimdi benim canım caddeye gitmek istedi. Şöyle salına salına vitrenlere bakmak, kahvemi içmek...İyi gezmeler:)
Sevgiler.
Ceylancım umarım tatilin güzel geçiyordur gerçi resimlere bakılırsa gayet güzel insanın içi açılıyor sevgiler....
Bayanlar yorumlar için çok teşekkürler ! Uzaktakilere özellikle selamlar ! Devletşah, Papatya ve Defne, umarım tez zamanda siz de Cadde'nin keyfini çıkarırsınız. Bebeğe daha (sanırım??) 4-5 hafta kadar var, dolayısı ile ben de ondan önce bir gezeyim dedim. Sonra pek vaktim kalacağını hiç sanmıyorum!
Buarada açılışını yapacağım blogun sahibi yazılarımda da ismi geçen Fatoş Yengemizin. Gerçekten çok güzel yemekler paylaşacağız inşallah.
Herkese sevgiler !
Ahhhhhhhh be guzelim olmaz ki boyle de anlatilmaz ki...
Zaten gurbetteyiz sen evdesin diye gozumuz var birde catlatma boyle guzel yazip gobegimizi.
Ne diyebilirim ki
SIMDI ISTANBUL DA OLMAK VARDI ANASINI SATIYIIIIM!!
Elif
İnanılmaz bir şey...Yan sokağımda oturuyormuşsunuz bir zamanlar.
aynı simitçiden simit alırmışız.hatta kuaförünüz oturduğunuz sokaktaysa kuaförlerimiz bile aynıymış :)
içim bir tuhaf oldu resmen.çok ilginç bir şey.
ben 28 yıldır iskender kebap'ın sokağında oturuyorum.belki bir çok defa yan yana geçmişizdir sizinle veya eşinizle...
çok garip hissettim şimdi kendimi :)
sevgiler!
Bu arada bu kış ben de güzelim caddemden İstanbul'umdan ayrılıp Belçikaya taşınacağım Belçikalı nişanlımla evlenip.
Ben de çok özleyeceğim buraları :(
Merhabalar
Ben Rana. 1 ay sonra İzmir'den Bakü'ye geleceğim ve sizin gibi bende gurbetçi olacağım. Sitenizi Bakü ile ilgili araştırma yaparken buldum ve çok beğendim. Beni Bakü2de neler bekliyor çok merak ediyorum. Mailleşip sorularımı sorabilirsem çok sevinirim:)
rana
Ceylan'cım caddede çoçukluğu geçmiş biri olarak bu şekilde mis gibi tanıtman inan çok hoşuma gitti .
BUrcu, acaba Belçik'da hayatın nasıl? Dur bi sitene girip bakayım son gelişmeler için.
Rana geldin mi Bakü'ye, hiç ses çıkmadı senden? Geldiysen mutlaka Bakü'deki Türk Anneler klubümüzü ziyaret et : http://groups.yahoo.com/group/BakuTurkAnnelerKlubu/
Facebook'da da varız. Bakü diye girersen bulursun.
Eda'cım, sen de mi Bağdat'lısın? Ben sonradan olmalardanım, gelin gittim Bağdat Caddesine!!! Ama o kadar çok seviyorum ki..şimdi her Bakü'den Istanbul'a ziyaretimde mabet gezer gibi dolanıyorum caddemde! Aaah ah!
ben suadiye madonun işletm müdürüyüm cadde herzman güzeldir dediginiz gibi ama ben tesadüfen girdim buraya ve yorumunuz üzdü beni:(derimki lezzete lezzet katan servistir sizi yeniden bekleriz
saygılarımla tanju kara
Tanju Bey,
Yazmanıza cok sevindim ! Gerçekten Mado'nun tadını hiç biryerde bulmak mümkün değil. Ama gerçekten Cadde mado, herhalde herzaman çok kalabalık olduğundan ve elemanlar yetişemediğinden servis konusunda maalesef beklentilerimizin altında. Belki de eleman sayısını arttırabilseniz siz de rahatlarsınız ! Biliyorum bu iş tam olarak sizin elinizde değil ama büyük patronlar bu yazıyı görse iyi olur derim :)Zira böyle düşünen tek ben değilim, bunu biliyorum.
Bir defa Caddebostam Mado'ya gitmiştim, oldukça yüklü bir alışveriş yapacaktım ve çok acelem vardı, kapıdaki sanırım işletme müdürü olan beyfendi bana o kadar güzel yardımcı oldu ki inanamadım. Paketlerimi arabaya kadar taşıttırdı ve içimden "vay canına demek Mado'da bu da olabiliyormuş" dedirtti. Eminim sizin de eleman desteğiniz tam olsa siz de aynısını yapardınız. Ya da belki benim oraya gittiğim zamanalrda acaba siz yok muydunuz? Bilemedim ama bir daha ki Istanbul'a gelişimde mutlaka size uğrayacağım.
Ah bir de Bakü'ye de ihracat düşünmez misiniz? Buradaki Ramstore'da Türkler kapış kapış alacağı gibi pazara tanıtımını biraz yapsanız Azeriler de eminim bayılır !
Bakü'den sevgiler !
Bakü'den selam
Yorum Gönder